sokullu mehmet paşa bedesteni, niğde, 2022




foto: @cuneytkarahmetoğlu, 2025 (Uygulama Sonrası)
İŞVEREN: NİĞDE BELEDİYESİ KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ
Niğde Belediyesi tarafından Kent Müzesi olarak yeniden işlevlendirilen yapının Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon ile Mühendislik Projeleri 2022 yılında Kharit Mimarlık tarafından hazırlanmış ve Tarihi Kentler Birliği’nin 2024 yılındaki ‘Metin Sözen Koruma Büyük Ödülü’nü almıştır.
EKİP:
Mimari Koruma: Tuğba Günay (Y. Mimar Koruma Uzmanı), Nurgül Tunç (Mimar), Atullah Göz (İnşaat Teknikeri), Murat Alpaslan (İnşaat Teknikeri)
Mühendislik Projeleri: Salih Sipahioğlu (Makine Müh.), Selim Sipahioğlu (Elektrik Müh.)
Tarihsel Araştırma: Emine Çabuk (Sanat Tarihçi)

foto: 1917–1921 Albert Gabriel

foto: 1917–1921 Albert Gabriel
Niğde ili Merkez ilçede yer alan ve III. Murat dönemi, Sokullu Mehmet Paşa’nın sadrazamlık yaptığı dönemde inşa edilmiştir. Sokullu Mehmet Paşa’nın, Zilhicce 981 H./ 1574 yılı Nisan ayı sonlarına ait vakfiyesinde; Niğdedeki bedesten içinde 50, dışında ise 60 dükkan olduğu kaydedilmiştir.Yapının, Osmanlı Veziriazamı Bayram Paşa döneminde (1638) onarım gördüğü bilinmektedir. Bazı kaynaklara göre 1962 yılında yapı çevresindeki ek yapılar belediye tarafından kaldırılmıştır.
Osmanlı kentinde merkezi öneme sahip ticari yapılardan biri olan Bedesten’in kelime kökeninin pamuk ya da keten dokuma anlamına gelen “bez” kelimesine dayandığı, kelimenin kumaş satıcısı anlamına gelen bazzaz kelimesini ve kumaşçılar çarşısı anlamına gelen “beziztan, bezzazistan” sözcüğünün elde edilmesini sağladığı belirtilmektedir. Bu kelime 17.yy. bedestan, günümüze ise bedesten olarak gelmiştir. Bedesten önceleri tek bir ticaret yapısı, kumaşçılar çarşısının adı olarak anılırken, daha sonra Anadolu’da 13.yy’ın ikinci yarısından itibaren özel biçimde yapılmış ticaret yapılarının ismi olmuştur. Bedestenlerin özel bir yapı tipine bürünmesi ise 15yy’da Beylikler dönemi ile başlamıştır.








Yapının kitabesi günümüze kadar gelememiştir. Osmanlı Dönemi bedesten yapılarına olan benzerliği yapının 16.yy. yapıldığına işaret etmektedir. Bedesten kuzey, güney ve doğu cephelerde açılan birer kapı, kuzey ve güney cephelerde birer dükkân ile iç mekânda boydan boya uzanan sivri tonozlu yolun iki tarafına karşılıklı yerleştirilen beşik tonozlu toplam 56 hücreden oluşmaktadır. Yapı Özgün haliyle, kaba yonu, düzgün kesme taş ve tuğla malzemenin kullanıldığı bağlayıcı olarak horasan ve kireç harcının kullanıldığı bir yapıdır. Yapının, IV. Murat Dönemi, Osmanlı Veziriazamı Bayram Paşa döneminde (1638), 2007 yılında onarım gördüğü bilinmektedir.
Bedestenler kâgir yapılardır. Yalnız kesme taştan yapılan örnekler olduğu gibi taş-tuğla almaşık düzende yapılanlar da vardır. Tonoz ve kubbeler hemen tümüyle tuğla, kemerler kesme taş ya da tuğla, ayaklar genellikle kesme taştır. Çatı örtüsü genellikle kurşun kaplıdır. Yapımız, bu tanımlamaya uymaktadır. Sarı Trakit kaba yonu taştan yapılmıştır. Yapı, Üç ana giriş açıklığına sahiptir. Kapıların bulunduğu cephe yüzeyleri, kesme taş, duvarlar da kesme taş ve kaba yonu taş örgü sistemi, kemerler ve mekânın beşik tonoz örtü sisteminde tuğla malzeme kullanılmış olan yapının çatısı kurşun levhalarla kaplanmıştır.